Mekanlar

Deraliye Restaurant, Sultanahmet

gezengenc 28 Haziran 2015

İstanbul’da en sevdiğim yer olan Tarihi Yarımada’da çok beğendiğim bir mekan var: Deraliye Restaurant! İsmini İstanbul’un eski adlarından biri olan ve Yüce Kapı anlamına gelen Der-i Aliyye ‘den alıyor. İşletmecisi Necati Bey ve ekibi bu işe çok fazla emek vermiş. Araştırmışlar, kendilerini geliştirmişler, bu tarz başka restoranlarda çalışmışlar ve en sonunda kendi yerlerini açmak istemişler. Sırf para kazanmak için bunu yapmadıklarını gülen yüzlerinden çok rahat anlıyorsunuz. Sorduğunuz bütün sorulara sıkılmadan cevap veriyor, size olan ilgiyi bir saniye bile bırakmıyor, yüzlerinden gülümsemeyi eksik etmiyorlar. Benim için en önemli kriterlerden biri budur.

İlk başlarda Kanuni Sultan Süleyman dönemi ağırlıklı yemekler sunsalar da şuan ki menü de her döneme rastlamak mümkün. Daha önce bir kez deneme şansı bulduğum mekanda bu kez iftar menüsü tadımı yaptık. İftar menüsü 85 TL olup, grup olarak gidildiğinde 75 TL’ye düşüyor ve içinde yok yok:). Normal fiyatları Sultanahmet ve Osmanlı mutfağı standartlarında olduğundan biraz pahalı malesef. O yüzden bu menü çok uygun bir fiyata geliyor. Eğer merakınız varsa bu ay bu fırsatı değerlendirebilirsiniz.

İftar menüsünün detaylarına değinecek olursam;

Vişne ekşisi ile tatlandırılmış, yoğurtlu ve baharatlı tarhana çorbası ile başlıyoruz. İçerisinde vişne taneleri bulunan bu çorbayı çok beğendim.

Çorbamız bitince iftariyeliklere geçiyoruz. Hurmanın pahalı olan Medine hurması olması gözümden kaçmıyor:). Bu tabaktaki her şeyin kalitesinden emin olabilirsiniz.

Soğuk başlangıç olarak vişneli yaprak sarma, humus, babaganuş ve çerkez tavuğu var. Hepsi de harika ama benim favorim sarma:). Nar çiçeği şerbeti (Hibiskus) içimizi ferahlatıyor. Şişkinliği giderici etkisi olduğunu unutmayın.

Bu arada çaylarımız geliyor, midelerimiz bir rahatlıyor. Sıcak başlangıç olarak ise arefe köftesi ve ballı gemici böreği var. Arefe köftesi içli köfteye benziyor, sadece içi biraz daha hamur. Börek ise gecenin yıldızı! Yedi çeşit peynir, bezelye ve balın inanılmaz uyumu. Ben tatlı-tuzlu karışımı sevdiğim için bayılıyorum bu böreğe.

Normalde ana yemek kuzu iken, karşıdaki restoranlardan biri, orada olduğumuzu öğrenince kebaplarından göndermiş. Her birimize iki koca şiş Adana ve Urfa kebaplar geldi. Ben zaten fazlasıyla doyduğum için sadece iki çatal alabildim. Et sinirsiz, kokusuz ve yağı azdı fakat az pişmişti. Pembe olarak kalmıştı malesef.